Laodikeia Antik Kenti, Denizli’de, Lykos Irmağı’nın güneyinde tarihi ve coğrafi açıdan önemli bir konumda bulunan bir antik şehirdir. M.Ö. 261-263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulan bu kent, Antiokhos’un eşi Laodike’nin adını taşımaktadır ve bir zamanlar Anadolu’nun en önemli ve ünlü kentlerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Kent, M.Ö. I. yüzyılda büyük sanat eserlerine ev sahipliği yapmış ve Roma İmparatorluğu döneminde özellikle önemli bir yer haline gelmiştir. Romalılar tarafından Kıbyra (Gölhisar-Horzum) Conventus’unun merkezi yapılmış ve İmparator Caracalla zamanında Laodikeia’da kaliteli sikkeler basılmıştır.
Laodikeia’nın halkı tarafından çok sayıda anıtsal yapı inşa edilmiştir ve Küçük Asya’nın yedi ünlü kilisesinden birine ev sahipliği yapmıştır ki bu da Hıristiyanlığın bu bölgedeki önemini göstermektedir. Ancak, M.S. 60 yılında meydana gelen büyük bir deprem, kenti büyük ölçüde tahrip etmiştir.
Kentteki dikkat çekici yapılar arasında Büyük Tiyatro, Küçük Tiyatro, Stadyum ve Gimnazyum, Anıtsal Çeşme, Zeus Tapınağı ve Büyük Kilise bulunmaktadır. Bu yapıların her biri, Laodikeia’nın zengin tarihi ve kültürel mirasının bir parçasını oluşturur.
Büyük Tiyatro, yaklaşık 20.000 kişi kapasiteli ve Grek tiyatrosu tipinde, Roma inşa tarzında yapılmış bir yapıdır. Küçük Tiyatro ise, Büyük Tiyatro’nun yaklaşık 300 metre kuzeybatısında bulunur ve yaklaşık 15.000 kişilik bir kapasiteye sahiptir. Stadyum ve Gimnazyum, kentin güneybatısında bulunur ve M.S. 79 yılında inşa edilmiş, uzunluğu 350 metre ve genişliği 60 metre olan bir yapıdır. Anıtsal Çeşme ise Roma dönemine ait olup, Bizans zamanında onarım görmüştür.
Laodikeia Antik Kenti’nin günümüzdeki kalıntıları, bu eski uygarlığın büyüklüğünü ve tarihi önemini yansıtmaktadır. Arkeolojik kazılar ve restorasyon çalışmalarıyla kentin eski ihtişamını gün yüzüne çıkarmak için çaba sarf edilmektedir. Bu antik şehir, tarih meraklıları ve arkeoloji tutkunları için ziyaret edilmesi gereken önemli bir durak olmaya devam etmektedir.